“Gazze’de Hayat Durdu, Vicdanlar da Susturuldu”
Gazze’de binlerce insanın en temel insani ihtiyaçlara dahi ulaşamadan yaşam mücadelesi verdiğini hatırlatan Danacı, özellikle çocuklar, yaşlılar ve kadınların hedefte olduğunu vurguladı. Gıda, su ve ilaç gibi temel yardımların bölgeye ulaşmasının engellenmesinin savaş suçu niteliği taşıdığını ifade etti.
“Açlığa mahkûm edilen bir halkın çığlığını duymayan dünya, kendi değerlerine ihanet etmektedir. Vicdanlar susturulmuş, insan hakları söylemleri yerini stratejik çıkar hesaplarına bırakmıştır.”
⸻
Uluslararası Topluma Sert Tepki: “Çifte Standartlar İnsanları Öldürüyor”
Danacı, Filistin halkına uygulanan çifte standardın uluslararası hukuk adına utanç verici olduğunu vurguladı. İnsan haklarını savunduğunu iddia eden devletlerin, konu Filistin olunca sessizliğe gömülmesinin kabul edilemez olduğunu söyledi.
“Bir yanda göz göre göre açlıktan ölen çocuklar, diğer yanda onları görmezden gelen sözde medeni dünya… Bu sessizlik, bu vurdumduymazlık, bu kayıtsızlık Gazze kadar insanlığı da yok ediyor.”
⸻
“Türkiye Gerekirse Tarihi Misyonunu Üstlenmelidir”
Açıklamasında Türkiye’ye de çağrıda bulunan Danacı, Ankara’nın daha cesur ve aktif adımlar atması gerektiğini dile getirdi:
“Türkiye, tarihsel ve vicdani sorumluluğunun gereğini yerine getirmeli; gerek uluslararası platformlarda gerekse doğrudan insani yardım yoluyla Gazze halkının yanında olmalıdır. Siyasi ikbal hesapları bir kenara bırakılmalı, insanlık onuru savunulmalıdır.”
⸻
Sonuç: Sessizlik Suça Ortak Olmaktır
Genel Başkan Murat Danacı’nın bu açıklamaları, Gazze’de yaşananların yalnızca bir coğrafi krize değil, tüm insanlık adına bir vicdan sınavına dönüştüğünü gözler önüne seriyor.
Gazze’de artık bombaların değil, açlığın öldürdüğü bir döneme girilmişken; bu duruma sessiz kalan herkesin, tarihin ve vicdanın önünde sorumlu tutulacağı açık.